Sayfalar

25 Ekim 2011 Salı

bugünlerde bir gün

 hayatımda ilk defa bugün kan vermeye gittim.

çapa kan merkezine girdim. içerisi ne çok kalabalık ne de çok boştu. insanlar önce forum dolduruyorlar, sıra alıyorlar, sonra da banka numarası gibi kağıtlarıyla kırmızı ışıkta yanıp sönen numaraların ilerlemesini bekliyorlardı.

annem yanımdaydı. sıra numaram 77'ydi. 10 kişi vardı. sıranın gelmesini beklerken canım sıkılmadı. bekleyenlerin arasında bir taraf okuru görmüş olmam nedense beni sevindirdi. gazete okumayalı bir yüzyıl olmuş gibiydi. gazete kokusunu özlediğimi fark ettim o anda.

sıra bize geldi. tansiyonumu ölçtüler. 7.11. parmağıma iğne batırdılar. kan değerime mi ne bakacaklardı. üzerime işlem uygulanan bu dakikalarda ailesi van'da olan bir arkadaşım aklıma geldi tekrar. mesajıma cevap atmıyor. ben de bir daha mesaj atmaya korktuğum için sadece bekliyorum.

tansiyonum normal çıktı ama kanımın bişeysi 12'ymiş. yani tam bana yetecek kadarmış. o yüzden kan alamayacaklarını söylediler. hoşçakalın dediler. annem zaten sapsarı bişeysin, olacağı buydu, dedi. yolda hurma pekmezi aldık bana.

eve dönerken bir tanıdığa rastladık. artık hep ayaküstü muhabbetlerin arasında asker deprem var. kadın şöyle dedi: askerlerimizden sonra bütün kürt topluluğunun allah belasını versin dedim. allah nasıl gösteriyor. arkasından deprem oldu.

bana yeten kanımı da aldım oradan uzaklaştım. annem onunla konuşadursun birkaç adım ötedeki bir arabaya dayanıp durdum. facebook twitter televizyon falan neyse de insanın birebir böyle insanların var olabileceğini görmesi vücutta kanın dağılımında bazı aksaklıklara neden olabilir.

sonuç olarak bunları anlattım çünkü, çok yorgunum ve kaçmak istiyorum bir köşeye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder