Sayfalar

20 Şubat 2011 Pazar

Ben Sakin Bir İnsanım


Sevgili Yağmur, üretken bir kız. Sürekli bir şeyler yapmak için çabalıyor. Belirli dönemleri var. Onu ilk tanıdığımda boncuktan takı yapmayı çok seviyordu. Sonra bir ara örgü dönemi oldu. Evde herkese atkı ördü. Şimdi de boncuktan sehpa örtüsü yapıyor. Siyah kum boncukları ve iğnesiyle kıvrıldığı yerde kalıyor. Paslı iğneden parmağı şişiyor, iğne dudağına batıyor, ip kopuyor, acılar yaşanıyor. Ah uh sesleri arasında ciddi motifler ortaya çıkıyor, onlar birleşiyor, örtü oluyor, azimle çeyiz hazırlanıyor. Benim çeyizim kitaplarım, ayraçlarım, ajandalarım, öğrenebildiğim yemeklerim (çaba, çaba!), öykücüklerim (çocuklarım), kalemim mi olacak desem, "heh"leyen bi cümle mi kurmuş olurum? Kalemini elinden bırakma. Yaz. Yaz. Yaz. İğneni elinden bırakma. Boncukları diz. Sırayla ve sabırla. Diz. Diz. Diz.

Her neyse bunları niye yazıyorum acaba? Aslında şunu yazacaktım. Sakin bir insanım ben. Bugün Yağmur'un kum boncukları dağılınca onları sakin sakin toplamaya başladığımı fark ettim. Sırayla. Teker teker. Sonra babam geldi. Öyle olmaz ki dedi. Bütün boncukları elinin kenarıyla bir yerde topladı. Siyah kar tanelerini andıran boncuklar halının ortasında bir öbek oluşturdu. Kolayca toplandı.

Sonra kek yaptık. Kitabım duruyor. İçeride film izliyor herkes şimdi. Çağırıyorlar. Kitabım duruyor. Yatağın ortasında kocaman dört kenarı olan bir dünya gibi. Ben içeri gideceğim film izleyeceğim. Beynimi boşaltacağım. Beynimi boşaltacağım.

Sakin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder