Sayfalar

16 Ocak 2011 Pazar

Hrant Dink



" 'Malatyalıyım... Annem-babam ayrılmışlardı. Bu yüzden biz üç kardeş Ermeni okullarında, yetim okullarında büyüdük. Yetim okulunda evlendim. Şimdi torun sahibiyim. Bu ülkede yaşayıp bu ülke için mücadele verdim. Ermeni kimliğimle, Türkiyeli kimliğimle yaşıyorum. Böyle bir yaşam biçimi içinde ben Türk kimliğini nasıl aşağılarım?

Ermeni kimliği aşağılanmasın diye mücadele veren birisi, bir başkasının kimliğini nasıl aşağılar? Böyle şey olur mu? Amacımız nedir bizim? Farklılıklar bir arada yaşasın diye mücadele ediyoruz. Türk kimliğini aşağılayacaksam ben neden bu ülkede yaşıyorum ki? Gider uzaktan aşağılarım. Başıma da bu belalar gelmez.

Türklüğü aşağılamak suçlaması, alnıma sürülmüş bir kara lekedir. Benim için bu dünyadaki en büyük suç ırkçılıktır. Eğer ben Türklüğü aşağılamışsam, yaptığım ırkçılıktır. Bu lekeyle nasıl yaşarım? İnsan aşağıladığı biriyle nasıl yan yana yaşar? Siz Türksünüz ve ben sizi aşağılıyorum.. Peki bundan sonra nasıl beraber yaşarız?

Aşağıladığın kişiyle birlikte yaşaman ahlaksızlıktır. Namuslu davranır, çeker gidersin onun yanından. Kavganı uzaktan verirsin, varsa bir kavgan. Ama benim Türk´le bir kavgam yok ki.

Türklerle beraber yaşamayı şans sayıyorum. Şanstır; çünkü bütün Ermenilerin dünyasında Türk, bir ötekiydi, bir öfkenin adıydı. Ama beraber yaşamak, o öfkeyi ortadan kaldırıyor, ilaç oluyor. Türklerle beraber yaşamak, bizim için ilaçtır. "İçimizdeki zehir"in panzehiridir Türklerle yaşamak. Diaspora Ermenileri de Türklerle tanışıklıklarını artırırlarsa, Türklerle yaşarlarsa göreceklerdir ki öfkeleri yersizdir.

Hem Ermenileri, hem de Türkleri öfkelendiren biriyim. İki tarafa da yaranamıyorum. Bu alıştığım bir şey, önemli değil. Benim için önemli olan Türklüğü aşağılamakla suçlanmak. Böyle bir şey yapmadım ben.

Eğer Türk mahkemeleri bana Türklüğü aşağılamaktan ceza verirse sözüm var, bu ülkeden çekip gideceğim. Ama gitmek istemiyorum. Bu ülkeyi terk etmemek için eğer AİHM bir umutsa ve benim bu kararımı düzeltecekse oraya da başvururum.

Annemin-babamın mezarı burada. Atalarımın mezarı burada. Kardeşlerim, ailem burada. Ben buralıyım. Ailem burada genişledi, çocuklarım var, torunum var... Benim şimdi kalkıp buradan gitmem, hayatımı yeniden kurmam kolay şey mi? Çocuklarım ne olacak, ne yapacağım? Ama tekrar ediyorum: Ben bu lekeyle kalmam burada!' 

İşte böyle sağduyulu bir insandı Hrant Dink.
İnsanları birbirine karşı düşmanlaştırmakta olan ırkçılar, Hrant Dink´ten ders almalılar...
Böylesi sağduyulu görüşler, hangi ülkede olursa olsun, ırkçılar tarafından kabul görmüyor.
Dünyanın büyük güçleri de bu ırkçıları kendi emelleri için kullanmaktan vazgeçmiyorlar.
Vazgeçilmedikçe de böylesi hunharca suikastlar devam edecek..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder