Sayfalar

16 Ocak 2011 Pazar

Zorunlu Bilgi Algısı


Aslında isteyeceğim bir şeyi, emir altında yapmak, o şeyi yapmayı istememeye de neden oluyor. Bu çok sinir bozucu bir durum. Biri desin ki, şunu yap; işte o zaman bütün dengem bozuluyor. Oysa eskiden böyle değildim. Hatta itaat etmek hoşuma giderdi. Bana bir görevin verilmesini ve onu başarıyla yapmak için çalışmak isterdim. Şimdi bana ne oldu bilmiyorum. Hem şöyle bir şey de var: Sonuçta bir şeyi yapmak istiyorsan, ne olursa olsun yaparsın. Kim ne derse desin, ister "aman istediğini yap" ya da "bunu yapmak zorundasın" desin, sen istiyorsan onu yaparsın. İstemiyorsan da yapmazsın. Bendeki bu dengesizliğin sebebi ne bilmiyorum. İstemiyorum desem, gerçekten istemesem açıkça söyleyeceğim, niye söylemeyeyim ki? Ama yaptığım iş hoşuma da gidiyor. Sonuçta işi bitirdikten sonra, çok kısa sürse de, kendimi iyi hissediyorum. Bu yaptığım şey, büyük ölçüde hayatımı etkilemiyor, bana mutluluk vermiyor belki ama yine de dediğim gibi, kısa bir süre olsa da iyi hissetmemi sağlıyor.

E o zaman?

Sana emir verilmiş veya verilmemiş, senden zorunlu istenmiş veya istenmemiş? Niye bu kadar umursuyorsun ki? Kendi halindeymişsin gibi düşün ve işini yap. Kendini çukurda hissetmeden, işkence haline döndürmeden, mideni bulandırmadan. Bari yapıyorsun, tadını çıkar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder