Sayfalar

15 Ocak 2011 Cumartesi

Yedi Derste Vicdan Muhasebesi / Yekta Kopan


Yedi Derste Vicdan Muhasebesi
Yekta Kopan
Can Yayınları 2. Baskı 2003 / 175 syf


Gözlerim var, gördüklerim var, insanlar tanıyorum, onlar da beni tanıyorlar, ama beni ne kadar tanıdıklarını bilmiyorlar, onların beni nasıl bildiklerini benden daha iyi bilen olamaz, onları benim bilmem de onların kendilerini bilmeleri kadardır. Her sabah uyanıyorum, söylediklerim ve söyleyemediklerim oluyor, konuşuyorum ama aslında bazen çokça susuyorum. Bazen de susup çokça konuşuyorum. Bilincim başka diyor ben başka diyorum. Onlar başka söylüyor ben başka duyuyorum.

Benim böyle karışık anlattığıma bakmayın. Her an içimizde, çatışmalarımız, iç ve dış muhasebemiz, sonunda vardığımız yer kendimiz, kısa cümlelerle Yekta Kopan’ın öykülerinde. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, bir kitaba baktığımda hayalini kurduğum kahramanları ve olayları az çok hatırlıyorsam, cümleleri okurken uzaktaki bir yakınıma kavuşmuş gibi hissediyorsam, o kitap benim için özel oluyor. Yekta Kopan’ın İçimde Kim Var isimli romanından sonra öyküleri de farklı bir yer edindi bende. Kısa cümleler, mizah, iç monologlar. Farklı bir boyutta gibi hissediyorsunuz kendinizi. Aslında kendinizde.

Kitap Şey, Afrika’dan Çok Güzel Hayvanlar Geldi, Üç Korner Bir Penaltı,Newton’un Üçüncü Yasası, Joker, Er Ryan’ı Kurtarmak, Yedi Derste Vicdan Muhasebesi öykülerinden oluşuyor.

Şey, Üç Korner Bir Penaltı, Joker, Yedi Derste Vicdan Muhasebesi favori öykülerim.

Yekta Kopan 1968’de doğdu. İlk öykü kitabı Fildişi Karası (2000). İkinci kitabı Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri Sait Faik öykü ödülü aldı. Yedi Derste Vicdan Muhasebesi’nden sonra  Can Yayınları’ndan Karbon Kopya, Bir de Baktım Yoksun ve Marsık Yayıncılıktan Burun isimli çocuk kitabı çıktı.

Öykülerden alıntılar:

“Babam ‘şey’ denmesine çok kızar. ‘Şey’ ne diyeceğini bilemeyen insanlar için bir kaçış kelimesidir der.  Demek ki ben ne diyeceğini bilemeyen insanlardanım.”

“Ben seninle oturup Budala’yı konuşmak istedim, sen bisikletti, oyuncaktı dururken bu kadar kitap aldığım için beni bir budala gibi gördün.”

“Ben sizi önceki yaşamınızdan gelen tehlikelere karşı koruyacağım, siz de bana itaat edeceksiniz. Şimdi hep birlikte, bu güne kadar sesimizi çıkarmamızı engelleyenlere karşı… Bu son dediğimi unutun kardeşlerim, çünkü biliyoruz ki kimse bizi engellemedi, bize bizden başka engel yoktu. O zaman gelin hep birlikte kendimize karşı bir güzel uluyalım ve üç kere ‘Yaşasın ne diyeceğini bilememek!’ diye bağıralım. Uuuuu!”

“Ne de olsa doğru ya da yanlış, her sözün bir imzaya ihtiyacı vardır.”

“Başarılı bir kampanyadan daha iyi bellek silici yoktur.”

“Bir cisim ikinci cisme kuvvet uygularsa, ikinci cisim de birinci cisme aynı büyüklükte ancak zıt yönde olan ve tepki kuvveti adı verilen bir kuvvet uygular.”

“İyi de o çekirdeğin etrafındaki eksi yüklü elektronlar olmasa hiçbir atom, diğer atomlarla kimyasal bağ yapamaz ki.”

“Yardımseverlik… Bu kelimeyle yapılan açıklamalar bana yetmezdi. O insanların vicdanlarındaki bir rahatsızlıktan kurtulmak, adlandıramadıkları bir sıkıntıdan arınmak ya da çevrelerine gösteriş yapmak için çabaladıklarını düşünürdüm. Yaşım ilerledikçe birçok konuda olduğu gibi bu konudaki düşüncelerim de değişti. Bütün bu yardımların altında yatan en önemli neden korkuydu. Bir gün kendilerinin de sakatlanabilecekleri, yalnız kalabilecekleri korkusu ve kaçınılmaz olarak yaşlanacakları gerçeği.”

“Duvardaki saate bakıyorum. Dörde yirmi beş var. Kolumdaki saat ise dörde yirmi üç olduğunu söylüyor. Aradaki iki dakikanın nereye gittiğini bilmiyorum. Hangi saate inanmam gerektiğini bilmiyorum.”


"Başkasına küseceğine, kendisine gülen insanlar daha ciddidir."  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder